Kendi Kendini Gerçekleştiren Kehanet Nedir ?

Ilayda

New member
Kendi Kendini Gerçekleştiren Kehanet Nedir?

Kendi kendini gerçekleştiren kehanet, bir kişinin veya toplumun bir durumu ya da olayı gelecekteki bir zamanda nasıl gelişeceği hakkında sahip olduğu inanç ve beklentilerin, bu inanç ve beklentilerin kendisi tarafından gerçekleşmesine yol açması durumudur. Başka bir deyişle, bir insan ya da grup, bir olayın veya durumun belirli bir şekilde sonuçlanacağına inanır ve bu inanç, kişilerin davranışlarını şekillendirir. Sonuçta, inandıkları şey gerçekte de meydana gelir.

Kendi Kendini Gerçekleştiren Kehanetin Psikolojik Temelleri

Kendi kendini gerçekleştiren kehanet, psikolojinin önemli bir kavramıdır ve davranışsal ekonomi, sosyal psikoloji gibi farklı alanlarda incelenir. Temelde, insanlar inandıkları şeylere odaklanır ve bu inançlar onları belirli bir şekilde hareket etmeye yönlendirir. Bir kişi, bir şeyin başarısız olacağına inanıyorsa, bu düşünce, onun tutumlarını ve davranışlarını etkileyecek, bu da başarısızlığa yol açacaktır. Aynı şekilde, bir kişi başarılı olacağına inanıyorsa, bu pozitif düşünce onu daha fazla çaba sarf etmeye ve başarıya giden yolu hızlandırmaya yönlendirebilir.

Bu durum, özellikle "öz-yeterlilik" teorisiyle ilişkilidir. Öz-yeterlilik, kişinin belirli bir görevi başarma kapasitesine olan inancıdır. Eğer bir kişi, belirli bir konuda yeterince yetenekli olduğuna inanıyorsa, bu inanç, o kişi üzerinde motivasyonel bir etki yaratır ve bu kişiyi daha fazla çalışmaya yönlendirebilir.

Kendi Kendini Gerçekleştiren Kehanetin Sosyal ve Kültürel Yansımaları

Kendi kendini gerçekleştiren kehanet yalnızca bireysel bir psikolojik olgu değil, aynı zamanda toplumsal ve kültürel düzeyde de önemli bir rol oynar. Toplumlar, bireyler arasındaki etkileşimler ve kültürel normlar, insanların kolektif inançlarının şekillenmesinde etkilidir. Toplumda yaygın olan olumsuz veya olumlu inançlar, bireylerin davranışlarını ve tutumlarını etkileyebilir. Örneğin, bir toplum, belirli bir etnik gruptan olan insanların başarısız olacağına inanıyorsa, bu gruptan bireylerin kendilerine olan güveni azalabilir ve toplum tarafından dışlanmaları da bu inancı pekiştirebilir.

Kendi kendini gerçekleştiren kehanet, eğitim ve iş yaşamında da önemli bir yer tutar. Okullarda öğrenciler, öğretmenlerin onlara olan inançlarına göre şekillenir. Eğer öğretmen, öğrencinin başarılı olamayacağına inanıyorsa, bu durum öğrencinin kendine olan güvenini olumsuz etkileyebilir ve ona yönelik düşük beklentiler öğrencinin başarısız olmasına yol açabilir. Buna karşılık, öğretmenler öğrencilerine yüksek beklentilerle yaklaşırsa, bu da öğrencinin potansiyelini daha iyi kullanmasına olanak sağlar.

Kendi Kendini Gerçekleştiren Kehanetin Tarihi ve Örnekleri

Kendi kendini gerçekleştiren kehanet, sadece bireysel yaşamda değil, toplumsal olaylarda da kendini gösterebilir. Tarihte, toplumsal inançların kendi kendini gerçekleştiren kehanetlere nasıl dönüştüğünü gösteren birçok örnek vardır.

Birinci Dünya Savaşı'na örnek verilebilir. O dönemdeki birçoğu, savaşın kaçınılmaz olduğunu ve büyük bir felakete yol açacağını düşünüyorlardı. Bu karamsar bakış açısı, birçok ülkenin savaşa hazırlık yapmasına ve sonunda savaşın patlak vermesine neden oldu. Bu, bir halkın ve hükümetlerin, savaşın olacağına dair inançlarının, onu daha olası hale getirdiğini gösterir.

Bir başka örnek ise, ekonomiyle ilgili olabilir. "Ekonomik kriz" gibi bir kavramın halk arasında yayılması, insanların bu durumu gerçekçi bir şekilde algılamalarına yol açabilir. Kriz hakkındaki yaygın inançlar, insanların daha temkinli harcamalar yapmasına, yatırımlarını geri çekmelerine ve genel olarak daha az harcama yapmalarına neden olabilir. Bu tür davranışlar, ekonomik daralmayı daha da derinleştirir ve krizin kendini gerçekleştirmesini sağlar.

Kendi Kendini Gerçekleştiren Kehanetin Eğitimdeki Rolü

Kendi kendini gerçekleştiren kehanet, eğitim dünyasında çok önemli bir rol oynar. Özellikle öğrencilerin akademik başarısı, öğretmenlerin beklentilerine ve kendi kendilerine dair oluşturdukları inançlara dayanır. Öğrencinin potansiyelini ortaya çıkaran en önemli faktörlerden biri, ona gösterilen güven ve öğretmenin beklentileridir.

Berkowitz ve arkadaşlarının araştırmalarına göre, bir öğretmenin bir öğrenciye olan inancı, öğrencinin performansını doğrudan etkileyebilir. Yüksek beklentilerle karşılaşan öğrenciler, kendilerine güvenerek daha fazla çaba sarf ederken, düşük beklentilerle karşılaşan öğrenciler başarısızlığa daha kolay teslim olabilirler.

Buna ek olarak, eğitimdeki öğrencilerin içsel motivasyonları da kendi kendini gerçekleştiren kehanetle ilişkilidir. Bir öğrenci, "Ben bunu yapabilirim" inancına sahipse, öğrenme sürecinde daha az engelle karşılaşacak ve daha başarılı olacaktır. Diğer yandan, "Başaramam" inancı, öğrencinin içsel motivasyonunu olumsuz etkileyebilir ve bu durum, başarısızlıkla sonuçlanabilir.

Kendi Kendini Gerçekleştiren Kehanetin Ekonomik Alanlarda Uygulamaları

Ekonomik alanda da kendi kendini gerçekleştiren kehanetler çok yaygın bir şekilde görülür. Bir toplumun veya bireylerin ekonomik durumları, geleceğe dair inançlarına dayalı olarak şekillenebilir. Örneğin, bir toplum, ekonomik durumu hakkında olumsuz bir öngörüde bulunuyorsa, insanlar bu beklentiyi benimsedikleri için, harcamalarını kısıtlayarak ve yatırım yapmayarak ekonomiyi daraltabilirler. Sonuçta, ekonomik kriz beklentisi, kendisini gerçek kılabilir.

Birçok ekonomik kriz, tıpkı bir toplumsal panik gibi, kendi kendini gerçekleştiren bir kehanet olarak karşımıza çıkar. İnsanların panik yaparak tasarruflarını çekmesi, işletmelerin yatırım yapmamaları gibi tutumlar, ekonomik durumu kötüleştirir ve kriz daha da derinleşir.

Sonuç

Kendi kendini gerçekleştiren kehanet, bireylerin ve toplumların inançlarının somut gerçeklere dönüşmesi sürecini tanımlar. Bu kavram, yalnızca bireysel düzeyde değil, toplumsal ve ekonomik düzeyde de önemli sonuçlar doğurur. Kendi kendini gerçekleştiren kehanet, bireylerin ve grupların toplumsal, ekonomik ve kültürel gelişmelerin yönünü şekillendirmede güçlü bir rol oynar. Bu süreç, çoğu zaman bilinçli olarak fark edilmeden gerçekleşir, ancak insan davranışlarının, düşüncelerin ve inançların gücünü ortaya koyar.