APA 7 hangi yazı tipi kullanılır ?

Sena

New member
“Apar Topar” Bir Deyim mi? Sosyal Faktörlerle Birlikte Düşünmek

Selam dostlar,

Bugün sizlerle sık kullandığımız ama üzerine çok da kafa yormadığımız bir ifadeyi konuşmak istiyorum: “apar topar”. Sokakta, okulda, işte, evde… Hepimizin diline düşmüş durumda. Çoğu zaman “aceleyle, telaşla, düzeni düşünmeden yapılan iş” anlamında kullanıyoruz. Peki bu deyimin taşıdığı anlam, toplumsal cinsiyet, ırk ya da sınıf bağlamında ne ifade ediyor? İşte biraz da bunu kurcalamak istiyorum.

Deyimin Kökenine Kısa Bir Bakış

“Apar topar” deyiminin kökeni halk diline dayanıyor. “Aparmak” yani kapmak, el çabukluğuyla almak; “topar” da hızlı toparlamak anlamlarını çağrıştırıyor. Dil, toplumun yaşantısını yansıtır derler ya, bu deyim de aslında Anadolu’da aceleciliğin, ani hareketin, telaşın söze dökülmüş hali. Burada önemli olan, kelimelerin sadece hız değil, aynı zamanda düzensizlik ve plansızlık çağrıştırması.

Toplumsal Cinsiyetle İlişkisi

Kadınların bu deyimi kullanma biçimleri genellikle empatik ve topluluk odaklıdır. Örneğin bir anne, çocuğunu apar topar okula yetiştirmeye çalışırken sadece hız değil, aynı zamanda çocuğun duygusal hâlini, topluluk içindeki yerini düşünür. Kadınların diliyle “apar topar” çoğu zaman başkalarının ihtiyaçlarını gözeterek yapılan bir fedakârlığın yansımasıdır.

Erkeklerin kullanımında ise daha çok çözüm odaklı, stratejik bir ton hissedilir. Bir baba işe geç kalınca “apar topar çıktım” der; burada mesele hızlı hareket ederek bir sonuca ulaşmaktır. İlişkisel boyut ikinci plandadır, asıl vurgulanan işin çözülmesi ve hedefe varılmasıdır.

Peki sizce bu farklı kullanım biçimleri toplumsal rollerden mi kaynaklanıyor, yoksa dilin kendi doğasında mı böyle bir ayrışma var?

Irk ve Kültürel Farklılıklar

Irk ve kültür bağlamında düşündüğümüzde, “apar topar” gibi deyimler çoğu zaman yerel kültüre özgüdür. Örneğin Batı dillerinde benzeri ifadeler “in a rush” ya da “hurriedly” gibi nötr kalırken, Türkçede daha sıcak, gündelik ve hafif kaotik bir tat vardır. Bu, Anadolu’nun kültürel çeşitliliğini, belki de “aceleciliği” ve “anı kurtarma refleksi”ni gösterir.

Azınlık gruplarının gündelik dilde bu deyimi nasıl kullandıkları da dikkate değer. Göçmen topluluklarda “apar topar” yeni bir yere taşınmayı, hızlıca düzen kurmayı anlatırken; çoğunluk için basit bir telaş anlatımıdır. İşte sınıfsal ve kültürel fark burada görünür hâle gelir.

Sınıfsal Perspektif: Acele Kimin İşidir?

Sınıf meselesi devreye girdiğinde “apar topar” deyiminin yükü daha da ağırlaşır. Çalışma saatleri sıkışık olan, toplu taşıma ile gününü planlamak zorunda kalan alt sınıflar için “apar topar” hayatın normudur. Sabah işe yetişmek, akşam eve dönmek, market alışverişini araya sıkıştırmak… Hepsi “apar topar” yapılır.

Üst sınıflar için ise bu deyim genellikle istisnai bir durumu anlatır: “Toplantıya apar topar gittim.” Yani lüksün içinde küçük bir telaş anı. Bu açıdan baktığımızda, deyimin alt sınıf için hayatın gerçeği, üst sınıf içinse geçici bir rahatsızlık olduğu ortaya çıkar.

Eleştirel Bakış: Deyimlerin Masumiyeti

Birçok kişi “apar topar”ı masum bir hız ifadesi olarak görür. Ama dil, sadece kelime değil, aynı zamanda ideoloji taşır. Bu deyim, aslında telaşın hep alt sınıfın, kadınların, göçmenlerin omzuna yüklenmesine işaret etmiyor mu? Sürekli aceleyle bir şeylere yetişmeye çalışan kim? Kimler düzen içinde, planlı ve rahat ilerliyor?

Burada erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımı devreye giriyor: “Sorunu çözelim; zaman yönetimi eğitimleri verelim, toplu taşımayı düzenleyelim, iş saatlerini esnetelim.” Kadınların ise daha empatik bakış açısı var: “İnsanların yaşam ritmini, çocukların ve yaşlıların ihtiyaçlarını, ailelerin kaygılarını gözetelim.”

Bu iki yaklaşımın birleşmesi aslında en sağlıklı yol olabilir: yapısal sorunları çözmek + insanî ihtiyaçları anlamak.

Geleceğe Dair: Deyimler Nasıl Evrilecek?

Dil sürekli evriliyor. Belki gelecekte “apar topar” daha da nötrleşecek, sadece aceleyle yapılan işleri anlatacak. Ama bugünkü sosyal bağlamı düşününce, bu deyim bize hızın, plansızlığın, sınıfsal ve toplumsal yüklerin ipuçlarını veriyor.

Bir gün teknolojik kolaylıklar, esnek çalışma saatleri ve daha eşitlikçi sosyal yapılar oturduğunda, “apar topar” belki nostaljik bir deyime dönüşecek. Ama şu anda hâlâ hayatın orta yerinde, çoğu kişinin günlük hikâyesini anlatıyor.

Forum İçin Tartışma Soruları

• Sizce “apar topar” daha çok hangi sınıfsal kesimin hayatına denk düşüyor?

• Kadınların deyimi kullanma biçimi ile erkeklerin kullanma biçimi arasındaki fark sizce gerçekten sosyal rollerden mi doğuyor?

• Göçmenlerin veya farklı kültürlerin bu deyime yüklediği anlamları hiç gözlemlediniz mi?

• “Apar topar” hayatın telaşını masumca mı yansıtıyor, yoksa sosyal eşitsizliklerin bir aynası mı?

Son Söz: Bir Deyimden Fazlası

“Apar topar” deyimi sadece dildeki bir süs değil; aslında toplumsal cinsiyet rollerini, sınıfsal farkları ve kültürel farklılıkları taşıyan bir sembol. Kadınlar empatiyle, erkekler çözüm arayışıyla bu ifadeyi kendi dünyalarına çekiyor. Alt sınıflar için gündelik bir gerçek, üst sınıflar için geçici bir sıkıntı oluyor. Kısacası, “apar topar” bize hem dilin hem de toplumun nasıl işlediğini gösteren küçük ama güçlü bir ipucu.

Şimdi merak ediyorum: Siz “apar topar”ı en son hangi durumda kullandınız ve o kullanım sizin sosyal konumunuzla ilgili ne söylüyordu?